Bu Blogda Ara

23 Haziran 2017 Cuma

İstanbul Gezim

Herkese merhaba. Sizlere geçen ay-yeniden paylaştığım için geçen yıl oldu o- yapmış olduğumuz İstanbul gezimden bahsetmek istiyorum.


Sabah saat 5.30'da ototüs kalkacak demelerine rağmen saat 6 civarı kalkan otobüsümüzle birlikte sabahın ilk ışıklarında yola çıktık. İlk hedefimiz Boğaziçi Üniversitesiydi. Üniversitede bizi kapıya karşılamaya gelen tanıtım öğrencisi içeri aldı ve konferans verilecek salona doğru beraber yürüdük. Giriş ile kampüsler arasındaki o yolun manzarası yok muydu, tam olarak ona BİTTİM. Şundan bahsediyorum :








 Sizce de enfes bir manzarası yok mu?


 Üniversitenin binalarının mimarisine de hayran kaldım. Onları da şöyle göstereyim:





Bize belirli bir süre verip şu saatte meydanda toplanacağız denildi. Biz de masum öğrenciler olarak belirtilen saatte meydanda toplandık. Nereden bilebilirdik ki öğretmenlerimizin tamı tamına bir saat sonra geleceklerini. Boşu boşuna da orada beklemiş olduk. Boğaziçi'nde sonra bizleri Yerebatan Sarnıcı'na götürdüler.

Yerebatan Sarnıcı'na ise aşık oldum. Atmosferi o kadar farklı ki. 




 Bir de muhteşem ışıklandırmaları var. Fotoğrafta o kadar güzel çıkmasalar da ışıklar gerçekten güzel.

 Medusa'nın başı da var burada. Dileyenler , dilek dileyip suyun içine bozuk para atabiliyorlar.



Burayı da gezdikten sonra bizi serbest bıraktılar. Önümüzde üç tane seçenek vardı : Ya Topkapı Sarayı ya Ayasofya Müzesi ya da Sultanahmet Camii . Biz de hakkımızı Sultanahmet Camii ve Ayasofya Müzesinden kullandık.



İçeri girmek için camiinin kapısına yöneldiğimizde bize çabuk davranmamız gerektiğini , camiinin ziyarete kapanmasına çok az bir vakit kaldığını söylediler. Biz de içerisini hızlıca dolaştık. İçeriye girerken ayakkabılarınızı poşete alıp yanınızda gezdiriyordunuz. Ben de poşeti çantama bağladım, böylelikle daha kolay fotoğraf çekecektim ama içerideki ışıklandırma fotoğraf çekmeye pek de elverişli olmadığından çektiğim fotoğraflar çok bulanık çıktı.
Ben de dışarıda çektim.
 

 

 Buradan da çıktıktan sonra Ayasofya Müzesine gidelim dedik. Ama benim kimliğim yanımda olmadığı için -çok gerekmediği taktirde kimliğimi yanıma almam- benden E-Okul hesabımı açmamı istediler. Doğum tarihimi de sordular. Az kalsın bilet de vermiyorlardı da zor alabildim. Ben Ayasofya'yı böyle hayal etmemiştim. Burada da bize üst katın ziyaret saatinin dolacağını ve üst katı gezmemiz gerektiğini söylediler. Biz de öyle yaptık.

 
















Otobüsümüze yetiştikten sonra boğaz turu yaptık. En çok keyif aldığım kısım açıkçası burasıydı. Enfes manzaralar yakaladım.












Ve geri dönmeden önce de Çamlıca Tepesinden İstanbul'u seyrettim . İsteyenler yemek yedi, isteyenler çay içti. Ama ben bir oraya bir buraya koşturup İstanbul'un gece manzarasını içime çekip bir gün tekrar geleceğim ve burayı tekrar göreceğim sözü verdim.
Ve şimdi de çektiğim o güzelim fotoğraflarımı göstermek istiyorum.















Aslında daha birçok fotoğraf var ama onları atmayacağım. Bugünlük benden bu kadar. Kendinize iyi bakın . Görüşmek üzere.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...